T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
MANİSA / AKHİSAR - Gazi Ortaokulu

Öğretmenler Günü yemeğimiz

27-11-202427-11-202427-11-202427-11-202427-11-202427-11-202427-11-202427-11-2024

 

 

 

 

Banu Öğretmenime.

Canım Öğretmenim,

 

Size bu mektubu kıyısı denizlerle çevrili uzak bir şehirden yazıyorum. Yirmi iki yıl öncesinin gözleriyle ve tükenmeyen masumiyetiyle. Şimdi on iki yaşımda değilim elbet. Gözlerim de bir çocuk gözleri değil. Sizi düşündüğüm zaman hala ilk günkü tazeliğini koruyan bakışlarım ise hiç değişmedi. Şimdi satırlarıma kocaman bir saygı ve artan bir özlemle başlıyorum. 

Kendimi ifade etmenin başka başka yollarını  aradım uzunca bir süre. Konuşmak derdimi anlatabilmeye yetmedi. Üstelik en yakınlarımdı beni  bu duruma mecbur bırakan. Ben de yazmayı icat ettim. Yazmak kimse tarafından anlaşılmayan kendim için elzem bir ihtiyaca dönüştü. Varlığını üzerimden hiç eksik etmedi. Tıpkı sizin gibi. Bazı anlar vardır hani yaşamda. Ne kadar zaman geçerse geçsin üzerinden, o tanıdık duygu canlı kanlı yaşamaya devam der hayatın içinde. Ne olursa olsun eskimez . İşte öyle bir hikayeydi benimkisi.  Yazmadan önce duygularımız hep mi asılı kalırdı boşlukta bilinmez. Böyle zamanlarda hep susardım ben. Susmanın o devasa sessizliğinde kendime bir yol arardım. İnsan, çocuk olsun yetişkin olsun yaşadığı yerde kaybolduğunu veya hiç görülmediğini anlayabiliyor. Ben de böyleydim. Belki de o zamanlar için tek arzum sadece ve sadece   görülmekti. Aslında oradaydım herkesin görebileceği muayyen bir mesafede. Ama ailemde dahil kimse beni görmüyordu dahası hiç kimse duymuyordu. Bense ısrarla bir ışık arıyordum. Yolunu kaybeden her insanın yapacağı ilk şey bir ışıktı işte.  Etrafını cömertçe aydınlatan kocaman bir ışık. Onu ancak gördüğünüz zaman tanıyabilirdiniz. İşte dersiniz. Buldum. Nihayet…

 Ben sizi ne zaman mı bulmuştum? 7.sınıftaydım. Hayaller kurabilecek yaşta mıydım bilmiyorum; ama evde hayaller kuramayacağımı anlayabilecek yaştaydım. Okul, nefes aldığımı düşündüğüm tek yerdi. Günlerim ikiye bölünmüştü. Evde olmadığı zaman mutlu olan, mutlu olabildiği zaman da hayal kurma özgürlüğüne sahip olan kızlardan sadece bir tanesiydim. Ortaokula sekiz yıl zorunlu eğitim olduğu için gidebiliyordum. Kendim kaydolmuştum. Anne babası yanında olmadan kendi başıma kaydolmaya geldiğim için okul müdürü baya şaşırmıştı halime. Üzülmüştü de. Kızlar okumuyordu çünkü, daha doğrusu okutulmuyordu. Kaderimize neden bu kadar acımasızca yön veriliyordu?  Ben de okutulmayacak kızlardan bir tanesiydim aslında o coğrafyada.  Buna rağmen ortaokula gidebiliyor olduğum için şanslıydım.   Adeta büyülü bir yerdi  okul binası. Karanlığı yırtıyor cehalete çelme takıyordu her gün. Sadece olduğu yerde durarak nasıl yapabiliyordu bunu? Çok gurur vericiydi. Ben de kendimle gurur duyuyordum.  Bakın diyordum yılmadım ve buradayım. Okuma isteğimi  aileme anlatamıyordum okuldan eve geldiğim  zamanlarda. Kitaplarımı olabildiğince saklıyor ve bu isteğimi de kitaplarımla birlikte rafa kaldırmışım gibi yapıyordum. İnsan gerçekte ne hissettiğini saklamadığı yere aittir bence. Benim de gerçek evim bu yüzden okul olmuştu. Orada özgürce hayaller kurabiliyor geleceğe dair umutlar yeşertebiliyordum. Kimse bana karışmıyordu.  Ve ben bu büyülü evde  en önemlisi yalnız değildim. Hayal kurmaya ise   işte tam da böyle bir gün başladım. Siz ilk görev yeriniz olan   Afyonun o küçük ilçesine atanmış heyecanla ilk dersinize girmiştiniz. 

Kıvırcık uzun siyah saçlarınıza bakarken mi öğrenmiştim Matematik Öğretmenimiz olduğunuzu. Yoksa bizimle tanıştığınızda mı? Yüzünüz bembeyazdı.  Etrafın  karanlığına inat beyaz bir dünya vaad ediyordu bana. Manisalıydınız. Uzak şehirler vardı demek ki benim bilmediğim. Ve dahi bir gün mutlaka gidilmesi gereken.  Yaşam yalnızca burası değil diyordunuz varlığınızla. Yürürken hep hızlı adım atardınız. Kaybedecek vakit yok diyordu beden diliniz çünkü zaman çok  hızlı geçiyordu. Sol elle yazardınız. Defteri önce kendinize doğru çevirmeniz gerekiyordu bu yüzden. Okunaklı ve düzgündü yazınız. İtiraf edeyim bir süre sol elle yazmaya çalıştım Yazamayınca da bıraktım. Çocuk aklı işte. Gülerken gözleriniz kısılırdı. Bense o kısılan dünyada büyüyen hayallerimi görürdüm. Bir çocuk için büyük hayaller kurmak bir öğretmen mi demekti? Ben de sizin gibi olacaktım.  Sizin bundan haberiniz yoktu. Rakamların arasında Afyonun o keskin soğuğunda dahası kocaman yalnızlığımda kurduğum bu küçük dünyanın süper kahramanı olduğunuzu bilseydiniz yine o sonsuz merhametinizle kucaklardınız beni biliyorum. 

Bana yalnızca matematik öğretmediniz. Yalnızlığımı her gün  ilerde sizin gibi olma hayalimle çarptım.  Eksilmedim hiç varlığınız sayesinde. Bilakis hep arttım benden başka bir ben daha oldu. Çoğaldım. Bana inanmayanlarla, yapamazsın diyenlerle, boş ver okuma hatta git evlen diyenlerle  kıyasıya  savaştım. Bana inanmayı öğrettiniz O yüzden ortadan ikiye bölemediler beni. Tebeşir tozu yeşil tahta üslü sayı köklü ifade çarpanlara ayırma derken. Vakit öyle hızla geçti ki. Bunca zorluğa rağmen bana pes etmeden devam etme gücü verdiğinizi hiç bilmediniz. Ailem okumayacaksın kızlar okumaz derken ben yeni güne sizinle başlıyordum.  Yüzlerce çocuğun  koşturduğu okul bahçesinde yalnızca sizi görebiliyordum. 

Bizim sokağımızın üstünde  pencereleri kocaman kahverengi boyalı bir evin birinci katındaydı eviniz. Ben de  bir yere giderken o evin  önünden geçerdim gayri ihtiyari. Neden yaptığımı bilmezdim hiç. Bir vesikalık fotoğrafınız var cüzdanımda ben nereye gidersem benimle gelen. 22 senede hep aynı kalan hiç değişmeyen şeylerden birisi de budur. Eskiler en sevdiklerini hep yanlarında taşırmış benimkisi de o hesap.  Sizin gibi oldum mu bilmem ama sizinle aynı mesleği yapıyorum şimdi. 

Yapamazsın diyenlere inat pes etmeyişimin adıdır  aslında Banu öğretmen. Soğuk bir şehri varlığı ile ısıtan öğrencisinin yüzünde açan bir gül demeti belki de. Dokunduğum sıra, yazdığım yazı her gece yatmadan önce okuduğum kitaptır.  Samimiyettir. Dahası gerçektir. Uzaktadır ama mesafeler yazınca da kısalır. O yüzden Ne demiş Şair herkese selam, size hasret. 

 Şimdi satırlarımı kocaman bir sevgi ve bitmeyen bir özlemle bitiriyorum. Öğretmenler gününüz kutlu olsun canım öğretmenim… 

 

İnci..

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 27.11.2024 - Güncelleme: 27.11.2024 20:18 - Görüntülenme: 141
  Beğen | 1  kişi beğendi